3 Şubat 2013 Pazar

Portsmouth & Isle of Wight (1) [İngiltere Notları]



İngiltere'nin güneydoğusunda yer alan Portsmouth ve Isle of Wight adasını dolaştım. Ülkenin çeşitli alanlardaki zengin tarihini görünce insan sevinirken, diğer yandan kendi ülkesindeki güzelim doğanın katledilip yok edilişine üzülüyor ama yılmak yok çalışmaya devam...)

Portsmouth: Dünyanın en eski dry dock'ına (tersanelerde gemilerin inşa edildiği ve bakımların yapıldığı kuru ya da yüzen yapılar) sahip olan askeri bir liman olarak çok önemli bir konumda olan yermiş.
Kraliyet Donanması'nın (Royal Navy) merkez karargahının olduğu yerde şimdi Hms Warrior - Mary Rose - Lord Nelson isimlerinde tarihi savaş gemileri hala mevcut. 1787 Avustralya'ya giden 11 geminin ilk kalktığı yerde burasıymış..



Daha önce büyük tersane ve liman olan yer, şimdi geniş bir alana yayılmış ve içinde National Museum of the Royal Navy olan yerin yanına da enine bir alışveriş merkezi ve marina tarzı bir yer yapmışlar. İlginç olan kısmı da daha önce tersane olan bölgeyi mükemmel bir şekilde korumaları.  İçine girdiğiniz zaman yüzyıl önce tersane işçilerin gemi inşa ve tamiratı gerçekleştirirken nasıl çalıştıklarını canlı bir şekilde resmederek görebiliyorsunuz. 
O derece güzel bir dizayn ve tasarım yapılmış ki, yerler komple tahta, içerisi hafif karanlık ve işçileri işbaşında çalışır vaziyete görmenizi sağlayacak şekilde düzenlenmiş. O dönemden kalma bilge pump, air comproser, rammin irons, wimble set, paternmaker, marine boiler, blockmaking, shaping, blaksmith, foundries vs.. gibi (kullanılan araç ve ekipmanlar) çok çeşitli ve ilginç eserler üzerinden o anı size yansıtmayı başarmışlar.


- 250 yıllık geçmişe sahip wooden ship -HMS Victoria (1859) halen orada duruyor, 3 direkli gemi dünyanın en uzun wooden savaş gemisi olarak tarihte özel bir konuma sahip..
               
- Bulunduğunuz yer geniş bir alan ve içinde market, restaurant, müze vs gibi yerler var. Bunların hepsinin içine girdiğiniz zaman tersane dönemindeki havayı hissedecek ortamı size sağlayacak şekilde tasarlanmış..

Burayı gördükten sonra;
 - Sahip olunan denizcilik tecrübesi denizciliği öyle bir tasarlanmış ki şehrin adeta mahallesinin içine denizcilik kültür ve yaşantısını yerleştirdikleri gibi onunla bütünleştirmişler.

- Karaköy'deki tarihi Haliç/Perşembe Pazarı'nın olduğu bölgenin dokusunu korumak ve tarihi bir tersane/denizcilik müzesi yapıldığını bir an düşünün...! (Neyse bunun hikayesini başka zamana bırakalım, çünkü o konuda söyleyeceğim önemli şeyler var..)

- Burada, dikkat çekici kısımlardan birisi de ziyaretiniz esnasında üstünüzü aranması, kim olduğunuz ve nereden geldiğinizi sormak diye adetleri de yok.. Herkes kendi işini en iyi yapmaya çalışmaktadır. Müze veya tarihi zenginlik olan nereye girerseniz girin çok rahat ve sorgusuz sualsiz bir şekilde girip dolaşabiliyorsunuz. Sürekli yanımdan ayırmadığım potansiyel renkli haki çantamı ne arayan ne de bununla nereye gidiyorsun diye soran herhangi birisine rastlamadım...

(Topkapı sarayına girerken öyle bir güvenlik aramasından geçiyoruz ki sanırsın kraliçenin sarayına ayak basıyoruz..)

Özetçe diyebilirm ki;
- insanları kendisine hayran bırakacak bir tasarım
- tarihi tecrübelerini topluma anlatmaları ve bunu yaşatma kültürlerinin zenginliği...

Aşağıya çektiğim resimlerden birkaç tane ekliyorum...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder